TMMOB: Taklit ve Tağşişe karşı caydırıcı cezalar olmalı
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GMO), 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Dünyada gıda güvenliğinin sağlanması konusunda ülkeler bazında farklı sorunlarla karşılaşılsa, ülkemizde güvenli gıdaya erişim sorunu, yüksek enflasyon ile daha da büyümektedir. Yüksek enflasyonun yarattığı adaletsiz gelir dağılımı ile satın alma gücü azalan ve fakirleşen emekçi ve dar gelirli gruplar, ucuz gıdaya yönelmektedir. Yine bu ortamda, merdiven altı işletmelerin sayısı artmakta ve engellenememektedir” denildi.
Maliyet endişesi ile üreticilerin, kalite düşürme ve gıda güvenliği sistemi kurmadan üretim yapmayı tercih ettiği vurgulanan açıklamada, bunun sonucu olarak taklit ve tağşiş ürünlerin arttığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Tüketici güvenli olmayan, besin değeri düşük sağlık riski yüksek gıdaya mahkum edilmektedir. Yetersiz ve düzensiz olsa da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan taklit ve tağşiş ürün listelerinin uzun olması da Türkiye’de gıda güvenliğinin yeterli olmadığının kanıtıdır. Bu listeler aynı zamanda, devletin gıda denetimi görevini yeterince yapmadığını ya da yapamadığını da göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
İktidar tarafından açıklanan kamuda tasarruf tedbirlerinin kamuda denetim personeli istihdamına darbe vuracağı kaydedilen açıklamada, kamusal denetimin artırılması için gıda konusunda eğitim almış yeterli sayıda teknik personel istihdamının zorunlu olduğu belirtildi.
ANKA’da yer alan habere göre, açıklamada, halkın sağlıklı gıda tüketebilmesi için şu önerilere yer verildi:
Taklit ve tağşiş yoğun olarak küçük işletmelerde gözlenmektedir. Bu işletmelerde üretilen gıdalar, tespit dahi edilemeden tüketiciye ulaşmaktadır. Bu nedenle küçük işletmelerdeki üretimin belirli aralıklarla kontrol edilmesini ve gıda güvenliği ilkelerini uygulamasını sağlamak amacı ile teknik uzman çalıştırmak zorunlu olmalıdır. Küçük işletmelerde “Gıda Danışmanlığı Sistemi” bir an önce hayata geçirilmelidir.
Taklit tağşiş yapan firmalara verilen cezalar caydırıcı olmalı, gerekirse işletmeler kapatılmalı, bu işletme sahiplerinin farklı isimler altında üretim yapmaları engellenmelidir. Taklit tağşiş listeleri rutin ve tarafsız şekilde açıklanmaya devam edilmelidir.
Tüketicilere güvenilir ve şeffaf bilgi aktaran, rasyonel ve bilimsel verilerle karar alan, gıda konusunda tüm paydaşların söz hakkının olacağı Gıda Güvenliği Otoritesi kurulmalıdır.
Bilgi kirliliğinin önlemesi konusunda kamuoyuna yönelik çalışmalar, plan ve program dahilinde gerçekleştirilmelidir. Endüstriyel ve ambalajlı ürünlere dönük toplumda oluşan yanlış algılar ortadan kaldırılmalıdır.